Merhaba dost!
Nedir bu tefekkür? (Sözlük anlamı ile: Bir mesele hakkında düşünme)
Peki, neyi düşüneceğim?
Niye düşüneceğim?
Nasıl düşüneceğim ve sonucunda ne bulacağım?
İşte bu soruları kendinize sormaya başladınız mı? O zaman anlarsınız ki tefekkür etmeye de başlamışsınızdır.
Rabb’im kalp ve beyin arasında bir bağlantı oluşturmuş, yapmış. Kalp tüm hissiyatları içinde barındırıp kişiliği meydana getirirken, hataları ayıklayıp doğruları bulurken bunları bir dizin ve cümle haline getiremez yani formülize edemez.
Bunun için akla ve beyne ihtiyaç duyar. Beyin, kalpten gelen hisleri bilgiye dönüştürerek tüm vücudunuza iletir.
İşte tefekkür bu iki mükemmel yaratılışın bir araya gelmesidir. Yolda yürürken, otururken, başınızı ellerinizin arasına almış düşünürken, araba ile yolda giderken.
Gördükleriniz ve gözünüzün önünden geçenler sizi hep bir şeye yönlendirir.
Bu kadar müthiş bir düzeni “kim, nasıl, hangi güçle yaratabilir ve bunun devamını sağlayabilir?”
Tüm ihtiyaçlar eksiksiz giderilir.
Her an doğumlar ve ölümler olur, hiçbir şey birbirine karışmaz.
Takvim ve gözünün alamadığı evren saniye bile şaşmayan bir şekilde dönmeye devam eder.
Hayvanat aklı olmadığı halde, hep aynı şekilde görevlerini ve sorumluluklarını yerine getirir.
Cansız gördüğümüz bitkiler, kuru bir toprakta can bulur, elinize aldığınızda hemen kırılan bir minik fidan toprağı delerek yukarı doğru çıkar.
Mikroskopla bile zor görülen atomların içine formüller gizlenir.
Küçük bir tohumdan, metrelerce uzunluğunda ağaçlar meydana gelir ve dünya hayatının devamı için birçok görev üstlenir (Oksijen üretmek gibi).
Bulutlar tüm dünyayı dolaşarak biriktirdiği rahmeti ihtiyacı olan yerlere bırakır.
Bu örnekler ne kadar da çoğaltılabilir değil mi?
(Herkes ilgi alanına göre binlerce şey ilave edebilir.)
Evet, dostlar lütfen bu yazıyı okumayı bırakın. Başınızı ellerinizin arasına alın ve tefekkür edin, kalbinizi onun sahibine teslim edin. Bakın nasıl da göremedikleriniz gözlerinizin önüne geliyor, sorularınızın cevabı kendiliğinden bulunuyor.
Furkan Suresinde Rabb’im “İki denizi birbirine salıveren O’dur, şu tatlı, yürek tazeler; şu da tuzlu, çoraktır. Aralarına da bir perde ve aşılmaz bir zıtlık koymuştur” ve “gökte yıldız kümeleri yapan, içlerine bir kandil ve aydınlatıcı bir Ay asan O Allah ne yücedir!” buyuruyor.
Kalbinizin, aklınızın ve tüm sahip olduklarınızın sahibine emanet olun.